Atilla Kurtuluş/Banu T. Kurtuluş’a İffetli gökler gibi kapalıydı yaşarken Ölümünle açılacak kaşlarının arası Kendine çeker boşluk İster zıpkın, ister fışkın, ister ok Hatta bakışların delgisi…
Aylık Edebiyat Dergisi
Atilla Kurtuluş/Banu T. Kurtuluş’a İffetli gökler gibi kapalıydı yaşarken Ölümünle açılacak kaşlarının arası Kendine çeker boşluk İster zıpkın, ister fışkın, ister ok Hatta bakışların delgisi…
“Mine’l aşk” yani madrabazlık sanki küçücük bir oğlanın Gözlerine gömülmüş gelecek kaygısı kızlar kadınlar Yağ gibi kayıp giden bir yol muydu rüyadakine benzer Türkiye istasyonu…
Şakir Kurtulmuş’a Şairin annesi ölünce Hiçbir şey avutamaz kalbini Acının o derin rengiyle Bakar dünyaya Şairin annesi ölünce Şiir susar, susar hayat Ölümün konuştuğu…
XXI pıhtılaşıyor renkler korkudan sabit, öğrenemiyoruz birden: rab bilmeksizliğimizden, yitiş önceliği yemyeşile, bir sarıklar mesela, çok diğerleri gibi, en çok, hep meydanda sonu yok…
her şey beyaz bir kâğıdın o gece yalnızlığımı paylaşmasıyla başladı. güneş doğuncaya kadar anlattım, içimde her ne varsa. hayata dair… marco polo tek tek…
Cüzdanın sahibine… Deli İsmail sıfatına uygun bir adammış. Saçlarının hemen her tarafı beyazlamış olduğundan ve alnından tutun da yüzünün her yanı kırışmış olduğu için, onu…
bir masal uydurmak istedi. önümüzdeki aylarda bir çocuğu olacaktı. hazırlık yapmaya başlamıştı. beşik, emzik telaşları henüz ortalarda yoktu. şimdilik zihin olarak hazırlanmaya çalışıyordu. karnı sevgilisininki…
Gökyüzünde çakılı duran kutup yıldızına inat, içimde hayat istikametimi kurtarmama yardım edebilecek hiçbir yıldız parlamıyordu. Bu sebeple olsa gerek daha beni aramak için geldiğin noktaya…
Otuz yıl önceydi ve güzel bir bahar günüydü. Zaman ikindi ile akşam arasını dengeliyordu. Ağaçların hayat fışkıran dallarında kuş cıvıltıları, bahçelerden esip gelen güzel kokularla…
Gün geçiyor. Ne sanıyorsunuz? Ne sanıyorsunuz da bu sise bakıp kar yağacağını fısıldayabiliyorsunuz? Bazı şeylerin yokluğu eskiyi nasıl da güzel kılıyor. Ve bazı şeylerin yokluğu…
O tarlalar kurudu Fındık ve taflan arasına gerilmiş günler Ve bir türlü bitmeyen sancılar arasında Büyümeye başladık biz de Eli ekmek tutanlar Ekmeği bütünüyle…
Bilmem ne vakit düştüm yola Cânım hayy kaldı Yoldaşsız çıktım yola Hazan göçü karda kaldı. Cûnün şehrinden mi yoksa Hûdüt’ten mi almıştı haberi Takati…
yaprak dün gece yarısı dönerken eve, bir inilti bir duvarın dibinden. bir de baksam, ne göreyim: ormanını kaybetmiş, hüngür hüngür ağlıyordu, yaprağın biri. bulut…
Atıyorum içimdeki yıl-ay-gün yükünü bir bir Taze bir besmeleyle düşüyorum yola, bu bir Yekindim tay gibi, sırtımda menfaat borcu yok ki Omurgam dik, gönlüm…
Yazmanın, en güçlü direniş olduğunu söylemenin bir tür klişe olduğu günlerden geçiyorsak dünya çok değişmiş demektir. Söz, ağırlığını yitirmiş; anlamını kaybetmiştir. Kimi zaman sokak aralarında…
1. ‘Kıyıcı’lığı ironisinden, çığlığı barbar duyarlılığından geliyor Ali K. Metin şiirinin.1 Önce ‘ironi’den ne anladığımızı açıklamaya çalışalım: ‘‘Sözel ironi, belli bir sözün görünür anlamı ile…
Sait Faik Abasıyanık’ın Kumpanya başlıklı hikâyesini okurken önce tiyatroyla ilgili yabancı kökenli sözcükler dikkatimi çekmişlerdi ancak yabancı dillerden alınan sözcükler eserin ana konusu tiyatronun ilgi…
-A.Vahap Akbaş’a- Alevler güllere sarılır zemheri soğuğunda Bir romanının deli-kan kahramanıyım Puslu havalarında ülkemin… Yaşamadan Eylül’ü -Kim diyebilir Nisan en zalim ay! İçimde…
hiç dinledin mi kiremit bir çatı altında yağmuru uzun hikayeleri vardır anlatmaya her damlasına gizlenmiş aşk sözcükleri gözlerinden süzülür tanrının rüzgarı kesilmiş kışın imlasız sokaklarında…
Saatlerini geri al benim için Suların ninnisiyle uyut denizleri Saçların hangi ırmağın köpürüşüdür Söyle hangi aynaya çaldırdın yüzünü Bak tutuşmuş yanıyor sukutun tapuları Bir…
Yoruldum Beni taşır mısın Biraz kendimsiz yürüyeceğim. Yüzünün yollarını ezbere bilirdim Ama sen gülümseyince Unutkanlık şapka olurdu başımda İkiye böldüğüm simit bile Yarım…
DALMIŞ Çengel’e takılmışlar. Dört arkadaş sahile en yakın bankta oturmuş, plastik bardaktaki çayı yarılayanları denize dalmış, bardağı dudaklarına değdirmiş, kalakalmış. Parmağımdaki yüzüğü almak için Üsküdar’daki…
Küreselleşen dünyada köylerden şehirlere göç hızlanmış, köyler canlılığını yitirirken şehirler birer cazibe merkezine dönüşmüştür. Artık dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu şehirde yaşayanlar oluşturmaktadır. Köyden şehre göçün…
“Bakar mısın! Allah, tayyib bir kelimeye nasıl bir misal getiriyor/veriyor; Tayyib bir ağaç gibidir O; Aslı sabit (asîl), dalları semâda. Rabbinin izniyle her mevsim meyvesini…
Arkadaşlarla Kardelen dergisini çıkarıyoruz. Böyle bir gelişim sürecinde de şiir programlarına Kardelen şairleri olarak davet ediliyoruz. Çemberlitaş Fırat Kültür Merkezinde yapılan ilk şiir gecesinde biz…
Her zaman ve her durumda ya da zaman zaman nükseden, yan yana ya da hep birlikte dün, bugün, yarın, olmuş olan, olagelen ve olacak olan…
İnsanın kendisi ile baş başa kalamadığı, niteliğinin göz ardı edildiği ve bir istatistik malzemesine dönüştüğü zamanları yaşıyoruz. Kendisi ile baş başa kalmak, hesaplaşmanın ve tanışmanın…