Atıyorum içimdeki yıl-ay-gün yükünü bir bir
Taze bir besmeleyle düşüyorum yola, bu bir
Yekindim tay gibi, sırtımda menfaat borcu yok ki
Omurgam dik, gönlüm düz, sözüm dümdüz, bu iki
Olsaydı ödenecek diyetlerim patronlara, pek güç
Nefsimi elime ölü veren Allah’a hamdolsun, bu üç
Şamarı yiyen sen isen; feryat et, yak yık ortalığı, ‘öteki’yse ört
Diyor çağcıl önerme. Peygamber değilsin ki, düşünme, bu dört
Beyinden yana fakir, fizikten epeyce varlıklı şu gebeş
Parayla açabileceğini sanıyor zihin kapılarını, bu beş
Topla alâkası yok, hareket doğrudan rakibe, açık penaltı
Onca küresel katliam cezasız kalıyor, çok yazık, bu altı
Birleşmiş Milletler onu dedi, Avrupa Birliği bunu dedi
Sonunda hepsi Amerika’nın sözüne boyun eğdi, bu yedi
Çok konuşuyor az çalışıyoruz, milletçe galiba bu konuda tekiz
Bize ait olsa da, “lafla peynir gemisi yürümez” atasözü, bu sekiz
Nevzuhur bir sendrom olmalı; yerken var, yaparken yoğuz
Bu illet yıkar en güçlü ve en gelişmiş ülkeyi bile, bu dokuz
Çıktığınız yol hedefinize varıp da, üretemiyorsa mutlu son
Ya yolunuz, ya yoldaşınız veya her ikisi de yanlıştır, bu da on
Latest posts by Erol Yılmaz (see all)
- İsyan Çiçekleri - 3 Mayıs 2017
- Sükûnet Lütfen - 7 Nisan 2017
- İç Savaş - 23 Ocak 2017
Bu yazı yorumlara kapalı.