hamdolsun Allah’a inandığım kadar inandım insana aralarında bir mısra kadar en uzun yolculuk insanla Allah Allahla insan arasında bundandır yalnızca kalbimize sığar mekandan münezzeh olan…
Aylık Edebiyat Dergisi
hamdolsun Allah’a inandığım kadar inandım insana aralarında bir mısra kadar en uzun yolculuk insanla Allah Allahla insan arasında bundandır yalnızca kalbimize sığar mekandan münezzeh olan…
dikey acılardan geldin geldin düşey sevinçlerle -yine yosun kokusu kattın sesine- sapsarı güller arasında şarkılar söyledin evrensel bir filozof gibi yaşadın tıpkı keşişler gibi insanlığa…
Kaç zamandır, sormam Kuşburnu yangını saçlı kız Örüyor muydu, sokak başında Serkeş hikayelere kendini Topukları al al mıydı, eski günleri anımsatırcasına Yoksa her şey uçtu…
Ey çocuk, Kocaman bir korkuluk “T” Seni sarar tütün tarlasında. Başından alev alır güneş. Yedi kat çileyle kundaklanmışsın, Bulamazlar seni islim damlarında. Ey çocuk, Salıncak…
Bir mahalle olsun İçinde sadece senin bakışların Saçların yapraklar gibi savrulsun Toprak kokalım yağmurda ıslanınca. Pencere kenarında dizilmiş vazolar Seni duymayan gri perdeler bir de…
İnsanlar bir yaz günü, pamuklu astarıyla neredeyse iki kilo olan montu neden elimde taşıdığımı sorguluyor olmalıydılar. Uzun yola çıkmak üzere olduğum için yanıma tedbir olsun…
Eve girdim. Endişeli, telaşlı. Konan’ı arıyor. Yok elbette. Körpe delikanlı, fırsatını bulunca kendini sokağa atmış haliyle. Kaç kere söyledim açık pencere bırakma diye.Bırakmış. Yok, yok,…
Kâğıda kulağakaçan yazarak bir eksiğe işaret etmek istiyorum. Henüz anlamını ve anlamsızlığını bilmediğim bir noksana dikkatimi vermeye çalışıyorum belki de… Bir ilk kelime, ilk cümle,…
Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan Rus işgali sırasında Karadeniz’de sahil yolunun, daha doğrusu ilk karayolunun temeli atılmış oldu. Bu yol 1960’larda yenilendi, içerden daha çok kıyılara…
Şuur tezgâhında dokuduysan şiir kumaşını Çıplak bedenlere biçtiysen ar giysisini Zalime diktiysen merhamet elbisesini Örttüysen insanın ve kelimenin üstünü Biçtiklerinle diktiklerinle örttüklerinle övün -Ne mutlu…
Çirkin kızların yüzünden güzelleri öldürüyorsunuz Bir inkılâp faresinin derisine yapışıyor gemiler Beşik tahtalarının içinde bir ağaç büyüyor Bulutların hercai menekşelere karşı sabrını çalarak Henüz ölmedim…
Kuytularda takla atan ağabeylerimiz vardı bizim Ters bir rüzgârda kırılacak kadar ince bıyıklıydılar Sokak lambalarının altında namus beklediler Kâğıt oynadılar iki vakit arasında Bir ceplerinde…
Said Yavuz’a Kırılmasaydı kalbi Yazar mıydı hiç şiir Kalemin kaderi kara. Yüzündeki yangını saklarken Bir çınar gölgesine Dallarda gezinen ruhu Gördü ,kuşun kanadındaki şiiri. Boyun…
Kazakçadan Çeviren: Prof. Dr. Abdulvahap Kara – Betül Tanrıöğen Son aylarda dünya alt-üst olup aklı karışmıştı. Başından geçenler gerçek mi, yoksa gördüğü bir rüya…
Ne ilk ne de son kapıdır bu Az önce kapanan sertçe yüzüme Duvarlardan aşıp aşıp giden iç sesim Ulaşmıyor karşımdaki yüzün içine Ne de çabuk…
işlemeli bir mendil gibi katlayıp sakladım duruyor vaktin eskitme dolabında zamanı şakıyan bir çocuk uyandırır saatleri ne zaman açıp baksam avucuma dökülen sessizlik kurşunlanan suların…
Yerin altından açılan ağızdan dışarı çıktığımda kötü bir şeye tanık olacağımı nereden bilirdim. Metro istasyonunun çıkış kısmına yeni varmıştım. Gökyüzü kendisini göstermekte cimri; yorgun bulutlar…
gökte yıldızları unuturum hep bir mızrak gibi saplanınca hüzün ılık bir yağmur oluyor bakışların bulut sanılmaktan korkuyorum ağlamaktan içi çıkan ağaçlar gözlerini kaçırıyorlar benden oysa…
Halep’li bir Ana, Anam… Baktım gözlerine, Durdum daha yakından baktım. O kan tutmuş bakışlarınla kime ne söylersin, dedim sustum. Merhamet mi dileniyordu, yoksa isyan mı…
Gözler masivaya dönük, eller cepte Bir katliam var bin feryatlık Halep’te. Sözler geceden sönük, sükut heveste Bir katliam var bin ayrılık Halep’te. Umutlar soluk, kulaklar…
Ellerinin uzandığı yerde bir yarış başlar Kuşlar, evlerine dönmenin sevincindedir Yıldızlardan dünyaya iner gibi Gökyüzünden günyüzüne akar zaman Ellerinin uzandığı yerde bir yarış başlar Toprak,…
Çağımız insanının en büyük çıkmazlarından biri yalnızlık duygusu gibi görünüyor. Ne ilginçtir ki; bu yalnızlık kalabalıklar içinde yaşanıyor. Ruhsal yalnızlığın zorlukları, durgun suya atılan taşın…
‘‘Edebiyatın hayattan farkı, hayatın sınırsız detaylarla dolu olması ve dikkatimizi nadiren bu detaylara çekmesidir. Oysa edebiyat bize dikkat etmeyi öğretir’’ [James Wood, Kurmaca Nasıl İşler, s.52]…