-Sana çek gel desem aklın karışır
çam çırası gibi ışır gözlerin
yüreğin sıkışır ağırlaşırsın
ayakların birbirine dolaşır
yürümek istersin dizlerin titrer
bu hâlinle bana daha yakınsın
gelirsen dilinin altında duran
kelimeler dudağından dökülür
içini dışına çarpar gidersin.
-Kendinden korkmanın faturasını
bana kesmek için zarf atıp durma
kendimi kendimde bildim bileli
çok şükür olmadı işim hileli
varırsam işinden gücünden etmem
bir kahve yaparsın kafana göre
bu sefer üstüme masana dökmem
dilimin altında yatan sözleri
kahveyle birlikte yutabilirim
sonra bahsederiz havadan sudan
göklerden yağmurun gelmesi için
bakmayız bu sefer birbirimize.
-Sınanmamış usturanın üstünde
yürümeyi göze alabilirsen
içinden dışına dalabilirsen
gönlünle oturup kaldığın yeri
aklınla arayıp bulabilirsen
susadığın zaman göz çeşmesinden
acıktığın zaman kendi içinden
kendine bir sofra kurabilirsen
sana gelme desem bana yakışmaz
Deyişmeler / Yedi
-İçime sözümü dinletemedim
bir akşam baktım ki içim dışımı
yanına katarak koyulmuş yola
içinden geçeni kendime yordum
onun da yüreği yürektir dedim
dosta acıktığı ve susadığı
bir zaman vaktine bağdaş kurar da
göçüverir birden içi içine
kendinden uzakta bir insan olur
insanların arasında kaybolur
susa susa yara çıkar dilinden
olmadık bir kaza çıkar elinden
hayıflanır dedim gelmediğime
sana yaklaştıkça yollar uzadı
cebelleşip durdum kendi kendimle
ben sana kendimi getirdim desem
sen bana kendinde bana yok dersin
aramak istesem zoruna gider
aramasam kalbim girer araya
kalbinden kalbime kuş kanat vurur
kuşkuların silahlanıp çıkarlar
ne gelirse önlerine sıkarlar
cümle yaren ehli dilini yutup
gönül gözleriyle sana bakarlar
kan bayramı ayı gelmeden daha
tek başına bu sevinci yaşarsın
biliyorum kafan başka yerlerde
sana geldim desem yalan söylerim
gelmedim desem de sen inanmazsın.
-Ve geldim kendime saklandım sende
aklımla yürüdüm peşinde gezdim
baktım gönül rahat bırakmayacak
aklımla arama pusu kuracak
ben geldim ve seni sana getirdim
demeye kalmadan feleğim şaştı
içimi ısıtan yüzün kayboldu
kara kışta böyle üşümemiştim
tepeden tırnağa tir tir titredim
sırtımı sırtına verdiğim dostum
sırrımı sırrıyla kaplayan insan
bakınca hayatı anlamlı kılan
susunca içinden inci çıkaran
insan çarşısında adımladığım
yüreğini yürek komşum bildiğim
içinden dışına yağmur boşalsa
kirpiğimle gözyaşını sildiğim
düşman gibi gelip geçti yanımdan
sandım ki yüreğim avuçlarında
başım döndü bezdim kendi canımdan
duvarlara çarpa çarpa dolaştım
kendimle bin defa daha dalaştım
sonra sustum suskunluğum çoğaldı
sana ait defterimde ne varsa
silmeye başladım sıra kafamda
al işte kendini getirdim sana
kendini kentine bağla ve yaşa
farz et rüya gördün uyandın bitti
derin bir of çektin kendine geldin
yalnızlığın saçlarını taradın
yürü git kentimden kendine doğru.
Latest posts by Tayyip Atmaca (see all)
- Aklın Kıyısında Seksek Oynayan Şair: Mustafa Pınarbaşı - 4 Ocak 2017
- Dünyanın İçinden Geçiyor İnsan - 22 Kasım 2016
- Hüzün Entarisi - 22 Kasım 2016
Bu yazı yorumlara kapalı.