aldırmaz yanı ağır basıyor
cam fanusta gözüken izleri
göğün
ve ardından dalgalanan
sınırsız bayrağı
gönlün
hesabını vermek zor
ağır yükü altındaki hayatın
kopup gelen bir damla
telafi eder mi boşluğu
yüzüne değince bir damla
su
abı hayat olur
dalına toprağına can veren
ağacın
göğe eşlik eder
şavkıyan sesiyle
bir deniz
buluşunca güneşle
gülümsüyor masmavi
sevmek mi
sevilmekte mi öncelik
‘’gücü artar dua’nın inanınca’’
der Usta
teslim olmak mı direnç mi yoksa
kutlu kırmızı vakitler sarınca göğü
denizin artan hışırtısı rüzgarla
dolu yelkeninde
vurulacak kervana yönelik bakışları
gözlerinin nemi erteliyor
çığı
Van Gogh sarısı sarıyor göğü
kar bulutları altında sapsarı yeryüzü
güven ki kanatlanan geyik
rüyalarını süslüyor
ışıl ışıl fenerleri yanan gemideki
çocukların
gizemli misaller dinleyen
hız alan yerlerinde hayatın
sükunetle çakışan umut dolu bakışın
yiğitbaşlı erleri
olmaz da ne yaparlar
keskin düdüğüyle geçen tren
elinde silik yazı dolu kağıtlar
lazım olan kalırmış gönülde
tebessüm dolu dudaklar
renginin solmayan boşluğu
elden ele
gök halkası yüzük
gün aydınlığı göz ışıması
gökşen kuşlar geçitinde
Latest posts by Necmeddin Atlıhan (see all)
- Şehri Selam; QUDS - 7 Mayıs 2018
- Fethi Gemuhluoğlu ve Kıbrıs Meselesi - 26 Kasım 2017
- Bakmasını Bilen Gözle - 7 Nisan 2017
Bu yazı yorumlara kapalı.