1
Kendine ait bir cümle arıyordu. Hayatından kopartılamayacak bir cümle. Daha doğrusu öyle bir cümle kurmalıydı ki (Evet, kurmalıydı. Tam vaktine ayarlamalıydı çalar saatin alarmını. Öyle bir vakitte uyanmalıydı ki geç kalmamalıydı.) eğer birinin gücü yetip de hayatından kopartmayı başarırsa ne cümlenin bir anlamı kalmalıydı ne de hayatın. (O vazoyu daha en başında eve ilk getirildiğinde parçalamamış olmakla hayatının hatasını yapmıştı. Şimdi dokunamıyordu bile. Vazodan intikamını üstünde günbegün artan tozlarını seyrederek aldığı yalanına kendini inandırmıştı.) Şüphesiz bu cümle hayatın ve hayatının sırrını ifşa etmeyecekti. Sevmezdi öyle yalanlarla içli dışlı olan, yavan cümleleri. Bilakis bir sır varsa onu daha da örtecek, daha da saklayacaktı.
2
İş yerimin tam karşısında şehrin en büyük hastanelerinden biri vardı. Sekiz katlı, dış cephesi camla kaplanmış bir binanın beşinci katıydı burası. Beni buharlaştıracak kadar sıcak olan hava ile sağırlaştıracak kadar gürültü çıkaran ambulans sirenlerinin hayatımı tehdit ettiği dakikalarda bilgisayarımın karşısında otururken mesai arkadaşlarımın hepsini bir makineli tüfek yardımıyla katletmemin nefsi müdafaa kapsamında ele alacak bir mahkemenin yada kanunun bulunup, bulunmadığını düşünüyordum. Beni bu düşüncenin cazibesinden uzak tutan şey ise yetiştirmem gereken tonla işim olduğu gerçeği idi. Her seferinde gitar kutumda beni bekleyen pompalı tüfeğin serinliğine iltica etmeyi elimdeki yazıyı bitirdikten sonraya erteliyordum.
Haftalık bir dergi için yazılar kaleme alıyorduk. Patronumuz zamanın iktidar partisinin kurucu üyesi olmak için yaptığı onca çaba boşa gidince biz de dergi olarak iktidara karşı muhalif bir yayın politikası belirlemiştik. Her hafta hükümeti eleştiri yağmuruna tutuyorduk ama bundan bizden başka hiç kimse haberdar değildi. Çünkü dergiyi gazete bayilerinde bulma ihtimali çok zayıftı. Zaman zaman derginin aslında hiç yayınlanmadığını ama bize meşgale olsun diye bu büronun tutulup bize maaş verildiğini düşünüyordum.
3
Tanımadığınız için Suavi Kemal Yazgıç’ın benim hayalgücümün ürünü olan sıradan bir kurgu öykü kahramanı olduğunu düşünebilirsiniz. Aksini ispatlamam mümkün değil ama sizi temin ederim ki bu isimde biri yıllar yıllar önce gerçekten yeryüzünde yaşadı. Onun ölümüne de katili sıfatıyla şahit oldum. Şimdi hapse atılma korkusu olmadan tüm bu satırları kaleme alıyorsam bu Suavi Kemal Yazgıç’ın hiç varolmamışçasına kayıtlardan ve hafızalardan silinmiş olması gerçeğinin yanı sıra artık kendimin bile katilliğimi ispatlamama imkân kalmamış olmasından kaynaklanıyor. İtirafımla bile ancak cani oluşumu değil bir kafayı yemiş biri olduğumu ispatlayabilirim ve bu da beni hak ettiğim darağacıma değil olsa olsa akıl hastanesine götürür. İşte bu yüzden de her şeyi pervasızca anlatıyorum.
4
Daha cümlenin öznesini yazarken yükleme kadar ulaşamama ihtimalinin verdiği korkuyu duymaya başlıyorum. Cümlenin diğer bütün öğelerini ise saymadan geçmek zorunda kalıyorsam, sebebi başka hiçbir şey değil bu korkudur.
Latest posts by Suavi Kemal Yazgıç (see all)
- Güne Notlar - 15 Ağustos 2018
- Asıl Yenilgi - 7 Mayıs 2018
- Afrika Hariç Değil - 26 Kasım 2017
Bu yazı yorumlara kapalı.