Talat Okat için;
Gurbet
oysa bir gün kaçıp geldiğimde zulamda bu şiir olacaktı
sigaranı sararken, bir dal meltem uzatacaktım
İstanbul diyecektin nefesin göğü okşarken
gözlerine baktığımda görecektim
hiç görmediğim İstanbul’un sokaklarını, meydanlarını
gurbet denilen şey aşkı mekandan tenzih etmekmiş
sen gülümseyince beliren hüznün Hüseyini
böyle yazardı ya
bir umut, ilk hecesini sökebilirdim
ama olmadı azı dişlerimle tutunmuşken
gırtlağımdan tutup fırlattılar
zulamda bu da olacaktı iki paket meltemle
ölüm hiç aklıma gelmedi
ölüm aslında hiç gelmedi
sadece biraz gurbetti …
dindi
geçti, huuuuu
Zulada Kalmış Yara Şarkısı
“ey tabib elden gelirse yaremi gel emleme
yar elinden gelmedir bu yareyi merhemleme”
Seyrani
viranşehir’de (ok at)an
bir denize bir sol yanına bakıyor
ellerinin ayasına nefesini koyup kokluyor
çok keskin yanık ciğer kokusu
ellerini göğe tutup
tanrım, tanrım bak üflediğin nefes
bu beden gurbetine saldığından beri
kızgın sac üstünde kavrulup
yanmada
lokman hekim diyarında
her kim koklasa nefesini
tımar edip merhemlemek istese
ellerine vurup, eziyor şifalı çiçekleri, bitkileri
bre densiz !
“yar elinden gelmedir bu yareyi merhemleme”
Latest posts by Resul Tamgüç (see all)
- Dostluk Manifestosu - 26 Kasım 2017
- Akdeniz ve Rüzgar - 29 Ekim 2016
- Gölgesikoyumor Ağaç - 1 Mart 2015
Bu yazı yorumlara kapalı.