...Enginlere
Bir pısırık sesti geceye uzattı dilini
Sığınıp gölgesine karanlığın
Ters giden paletin peşinde
Kolayca yol açılır sandı kendine
Tutmadı kara(n)lığın kuru
Meydan ki bozdu hesabı
Kırıldı kötülüğün kör makası
Sökmedi kuralları eski zamanların
Umudun ateşini harlayan ses
Değince kulaklara
Su yürüdü toprağına dalına
Sürgünlerden sürgünlere sürülen sürgünün
Şaşkındı şaşırdı
Kuklaların ipini tutan
Bilemedi
Yalın ayak çıplak el
Koşanların kavi ruhunu
Üstüne üstüne yürüyen ölümün
Erkekleri, yiğit kadınları…
Göğe kanat açmış, korku nedir bilmemiş
Yediden yetmişe delikanlıları
Onlar ki dilleri inciler saçar
Meydan gümbürlenir
Sabah ışır gün döner
Tankın üstünde göğe kucak açmış
Dillerinde ipekten dualar, aminler…
Deliler, divaneler, şairler…
Dededen kalma değil
Tarih ki kanlı canlı
Tarih ki taze sabah
Ak alın kırmızı can
Tarih ki burada ervah
Taçlanmış
Yazın namlusu sıcak
Vurur on beş temmuzu
Yazın namlusu sıcak
Yazın barutu kuru
İki bini on altı geçe
Tankların üstünde ışıdı gece
Latest posts by Necmeddin Atlıhan (see all)
- Şehri Selam; QUDS - 7 Mayıs 2018
- Fethi Gemuhluoğlu ve Kıbrıs Meselesi - 26 Kasım 2017
- Bakmasını Bilen Gözle - 7 Nisan 2017
Bu yazı yorumlara kapalı.