karnesi kırık bir öğrenciyim
acıları toplayacak kadar bilirim matematiği
kelimeler de olmasa sabıkalıya çıkarım
sabıkalıya çıkar bulutlar yağmuru bırakmasa
ne vakit yağmursa ve ağırsa gökyüzü
redingot giyerim hem dolsa gözlerim
haraç mezat her oyun ölüyor insanlar
zulasında gün saklı yaşamak sözü
sımsıkı sarınırım durur aklımda
akrepten yelkovana kana bulanmış maviyim
ne zamandı nasıldı sustu susanlar
yorgun kuşlar barınağı sesimden
ekledim çıkardım kendimi kendime
yüzümü yüzüme döndüğüm zamanlar
ona tutunacağım kırılmamış bir düş bulsam
ahir zaman sürgün gülüşler çağı
burası ortası doğunun
rüzgâr hüzzam rüzgâr hüzzam rüzgâr hüzzam
kırgın mizaçlar yatağı nehirler
âh karnesi kırık beni
ne kadar taşıyabilirler
bunları düşünme sen istersen
akşamı sar bana
boşuna bekliyor olamaz ağaçlar kaldırımda.
Latest posts by Nedim Yılmaz (see all)
- Kırık Karne - 5 Ekim 2017
Bu yazı yorumlara kapalı.