Kaç zamandır, sormam
Kuşburnu yangını saçlı kız
Örüyor muydu, sokak başında
Serkeş hikayelere kendini
Topukları al al mıydı, eski günleri anımsatırcasına
Yoksa her şey uçtu mu; bu havada
Neresinden tutuyoruz hayatı
Daha kaç parçaya bölünürüz
Kaçımız sağ çıkar karaya
Bu yıldız fırtınasından
O berrak gecede bile…
Tutsaktık pembesine
Kelimeleri uyandırmadan, süzülerek
Sessiz rüya diliyle
Sararmış yapraklarla, sıcak kahvenin dost damlasıyla
Bir gölgenin silüeti kadar yer tutunduk
Hayır! yersiz ve zamansız; bir o kadar da cüretsiz yaşamaya
Ve hep o son sahneye yetişmek telaşında telaşsız
İstasyonda yüzler
Başlamamış yolculuklar
Aslında hiç başlamayan şeyler
Unutulmayan olmamışlıklar
Yağmurla ıslanmak derken bir şemsiye girer aramıza
O yağmur artık yağmur değildir
O yüz artık yüz değildir
Kimse söylemek istediklerini söylemedi
Zaman durup beklese bile
Sümbül baharını esirgese bile
Her şey plansız ve öylesineydi
Olmasın diye didindikçe
Kirpiksavuran rüzgarı bitti
Plak durdu, sukutundan yükseldi, anlamın şarkısı
Yosun, kokusuna sığındı
Taş kibrini tükürdü
Sarılmış olduklarını fark ettilerx
Latest posts by Meryem Çelik (see all)
- İçbükey Seyir - 14 Mart 2017
- Kirpiksavuran Rüzgarı - 23 Ocak 2017
- Kalbin Postülası - 1 Ağustos 2015
Bu yazı yorumlara kapalı.