I
o naif bakışlarına
ırmaklar çoğalıyor gözlerimde
yüreğimden peşrev semaîler geçiyor
düşüyorum ardın sıra mısralara
çoğalıp duruyorum yoksunluğunla
ey sevgili, gelmeyecek misin hâlâ
yılların hasret tozunu
muhabbet nefesinle üflemeyecek misin
beni böyle gönül içre nakıs mı bırakacaksın
yıllardır sana akan şu göz sebilhanemde
gönlünü yıkamayacak mısın
zülfünü tarayıp bengisudan içmeyecek misin
şu aşkı müptelâya, şu sebilhaneye
bir naif bakış, hani bir naif bakış
göz hakkı için bırakmayacak mısın
mevla aşkına gelmeyecek misin hâlâ
ey naif yüreklim
bir küskünlük durağında mı /yoksa
aşkı kaçırdığım bir tren istasyonunda mı
uğurladım seni kapkara saçlarımla /bilemiyorum
fakat siyah ve gür saçlarım mehtaplı gecelerde
yıldızlarla sarmaş dolaş şimdi
yüreğimse hâlâ kara sevdanın istasyonunda
trenleri kaçırmış âşığa gelmeyecek misin hâlâ
yıldızlardan ihram kuşanıp
aşkın vakfe dağına çıkmayacak mısın
ya aşkla esip duran şu sahra vadime
soluklanmaya gelmeyecek misin hâlâ
ben bir çöl çiçeğiyim
gel de yüreğime naif yağmur ol.
II
ey sevgili,
uzak ve yakın diyarlardan
sevda sözcükleri devşirdim
aşk iksiri damıttım ruhuma
şimdi senden gayrı kime aksın yüreğim
kime şakısın bu deryadilim
bülbül yutmuş dil, ben mi olayım şimdi
gül ile bülbül aşkına gelmeyecek misin hâlâ
söylenin ey âşıklar!
şafakla ötüp durmasın şu azrail kuşu
aşk göğünde her gün ipil ipil ölen benim
ey mehtabımın sitâresi!
aşk-ı mevtaya gelmeyecek misin hâlâ
ben bir çöl çiçeğiyim
gel de yüreğime naif yağmur ol.
Latest posts by Abdurrahman Adıyan (see all)
- İbrişim – IV - 23 Ocak 2017
- İbrişim – III - 4 Ocak 2017
- İbrişim -II - 22 Kasım 2016
Bu yazı yorumlara kapalı.