Zamanın karnında taşınır kıyamet
Yağmurlara hamile bulutların altında
Sen uzak ülkelerden deli taylarla gelirsin
Gözlerini çerçeveletip asarım gökyüzüne
Aşk kaç rekâttır sizin şehrinizde
Gecenin kapısını çalar kanayan eller
Haritasız ölülerin telaşına karışır gökyüzü
Ümit kurşunlanmış bir cesettir sahilde
Güneşi eriten bir çölün kalbinden
Ve sükût müfrezeleri arasından gelip geçersin
Yalnızlığın sirkinde çember çevirir yıllar
Hüznümün ipinde bir cambazdır aşk
Saatlerin köpürüşüne yıldızlar tutulur
Sen yangınlar sofrasına alevlerle gelirsin
Hayalin nakışında sükûtun desenleri
Kâbuslar harmanında biçilmiş rüyalar
Uçurumlar büyür düşlerin patikalarında
Hüznün alevden okları atılır gökyüzüne
Yağmurun med cezirinde sağır türküler
Bir gül sağanağına tutulur çöller
Latest posts by Mehmet Baş (see all)
- Hep Kirli Kalmak - 15 Ağustos 2018
- Hep Yanlış Adreslere Çıkıyor Yollarım - 6 Eylül 2017
- Hangi Rüzgâr Söndürecek Bu Ateşi - 3 Mayıs 2017
Bu yazı yorumlara kapalı.