Beyazlarla renklileri birbirinden ayırır gibi
Yıkanıyor kirlenen denizlerin yakamozları
Musluğu çevirir çevirmez kan akmaya başlıyor
Merdaneli bir bakışla yerinden fırlıyor gözbebekleri
Araya kemik düşene kadar her şey güzel
Görme özürlü bir zamanda her söz hükümsüz
Saçları ahenkle dans ediyor ekranda
Arkası yarın kuşağından bir gölge düşüyor
Unutulmuş bir dille unutulmuş şarkılar dinliyoruz
Aramice konuşulan bir gemiye binip gidiyoruz
İki denizi birbirinden koparıyor kıtalar
Üç bilinmeyenli denklemlerle ölüyoruz
Dişlerinden kan sızan kravatlı canavarlar
Tüylü ayaklarıyla umarsızca sırıtırken
Tek kol aralığı hizaya geçen bulutların arasından
Yağmurun sesine doğru koşuyor koşuyoruz
Eşcinsel bir İngiliz’in günahlarını çıkartan papazla
Bir Yahudi’nin günah keçisini güdüyoruz
Sakalları ağarmış bir Sasani askeri gibi
Ehrimen’in koluna sessizce giriyoruz
Kesersen iplerini Gordion olur her yer
Sen İskender olursun ben Çar 2. Aleksandr
Neyse ki yara kremi var süreriz rahatlarız
Diyet cola’nın bağrına pipeti saplarız
Latest posts by Mehmet Baş (see all)
- Hep Kirli Kalmak - 15 Ağustos 2018
- Hep Yanlış Adreslere Çıkıyor Yollarım - 6 Eylül 2017
- Hangi Rüzgâr Söndürecek Bu Ateşi - 3 Mayıs 2017
Bu yazı yorumlara kapalı.